Aynalı Teke
 

Aynalı Teke

İnsan nereden başlaması gerektiğini bilemiyor bizim oralarda yaşayan
herkesin bildiği ama kimsenin konuşmadığı bu hikayeyi anlatmaya...

    Küçüklüğümüzde gizli gizli anlatırdı abilerimiz ablalarımız biraz korku
biraz merak içinde ama hiç bıkmadan hep aynı heyecanla dinlerdik her
seferinde...

    Bizim oralarda bir kız gelin gideceği zaman düğün günü sabahı bir oğlak
kesilir evinin önünde abileri tarafından kızın ve akşamına düğün yemeğine o
oğlak eti pişirilir...Gelinlik çağa gelmiş her kız bilir bu adeti ve bir
oğlak bulunur evlerinde...Eğer bir kızın oğlağı varsa ve her sabah en taze
dalları getirip dağlardan ve salına salına geçerek köy meydanından
götürüyorsa evine...Eh işte anlayın belli ki kocaya varmaya niyetlidir.

    Hanifenin hikayeside tam burada başlıyor köy delikanlılarının Aynalı
dedikleri Hanife...Bahtı kara diye köy kızlarının adını anmaya korktukları
Hanife...

    Hanife köyün en güzel kızlarındanmış öyle güzelmiş ki köyümüzde ondan
güzel bir gelinlik kız daha çıktığına bugüne dek şahit olan olmamış...Aynalı
denmesinin sebebi kendide bilirmiş güzelliğini ve cebinde hep bir ayna
taşırmış diğer kızlara nazire erkeklere de cilve olsun diye...Her sabah
kalkar kalkmaz oğlağına en taze dalları kesmeye gidermiş Hanife dönüşte
yükünü omzundan bırakırmış köy çeşmesinin başında yüzünü yıkar ve sonra
çıkarırmış aynasını seyredermiş kendisini...Köyümüzün oğlanları Hanife
yüzünden işte güçten kalırlarmış hep; akşam analar kızarmış oğlanlara eğer
işler yapılmadıysa o gün çünkü bilirlermiş Hanife'nin yolunun
gözlendiğini.Oğlanlar yaklaşmaya korkarlarmış Hanife'ye çünkü öyle bir
terslermiş ki ağzını açıpda bir laf edeni sonrasında yüzü kalmazmış köy
meydanında dolaşmaya o garibin.

    İsteyeni çokmuş Hanife'nin hatta civar köylerden kasabadan bile
gelirlermiş Hanife'yi istemeye.Babası her seferinde daha oğlak büyümedi
dermiş hele bir büyüsün...Bunun manası bizim buralarda kızımız gelinlik
çağda değil demektir aslında bu beğenmedik sizleri demenin kibar bir
söylenişinden öte bir şey değildir ya neyse...

    Hanife canı gibi baktığı oğlağını her sabah besledikten sonra ne yapar
ne eder bir güzel yıkarmış istermiş ki oğlağıda kendi gibi güzel
olsun..Öyle de severmişki Hanifeyi oğlağı hep peşinden gider komşuya gitse
ardından bağırırmış...

    Göze gelen nazara gelir elbette Hanife'de göze gelmiş bir gün civar
köylerden bir zengin ağa göz koymuş bizim köyün Hanifesine...Öyle
sevdalanmış ki dünür üstüne dünür yollamış evlerine babası her seferinde
oğlak küçüktür der geri çevirirmiş ama ağa bu vazgeçmek nedir bilir
mi?Korkmasa köyün delikanlılarından kaçırtacak kızı ama bilir ki sağ
komazlar kendini ne yapsın ağa dünür yollamaktan gayri...Her dünür gelişinde
bir korku salarmış Hanife'yi istemezmiş o yaşı geçmiş üç karılı ağayı Hanife
ağlar dururmuş o vakit ve babası kıyamazmış kızına...Lakin günlerden bir gün
Ağa öyle bir servet yığmışki Hanifenin babasının önüne ne yapacağını
şaşırmış ev ahalisi Hanifenin abileri ablaları tutturmuş verelim kardeşimizi
diye.Eh ne de olsa bir ömür boyu zenginlik içinde yaşayacaklar köyde.Hanife
çok ağlamış kıyamamış babası ama ne etsin cümle akraba bu servet kaçmaz diye
gözünü boyamış babasının....ve sözlemişler Hanifeyi bir gece

    Hanife ne aynalara bakabilmiş bir daha ne dolaşmış köy meydanında salına
salına.Ağlamış sızlamış ama ne fayda...

    Düğün sabahı vardıklarında oğlağını kesmeye abileri işte o bıçağın
boğaza uzandığı an herkesin önünde atlamış bıçağın önüne ortalık kan gölüne
dönmüş.O an Hanife oracıkta can vermiş tüm köyü saran o bağırtılar arasında
kaçmış gitmiş Hanife'nin oğlağı...

    O Hanife'nin elleriyle beslediği oğlak dağlarda yaşar olmuş kimse
dokunamamış ona bu olaydan sonra.Herkes korkmuş bu sonradan yaban olanla
çevresine kattığı dağ keçileriyle yaşar olmuş Aynalı...Evet Aynalı demiş ona
bizim buranın insanı dağa çıkanlara sorulur olmuş Aynalı...

    Hanife'nin ve Aynalı'nın hikayesi dert olmuş anaların babaların yüreğine
çünkü ne zaman kız evlendirmeye kalksalar kızlar korkutmuş anaları
babaları...Verirseniz beni o adama atarım kendimi bıçağın önüne hele Ağa o
vakitten sonra kız isteyemez olmuş, babalar o Ağaya bizim oğlak Aynalı gibi
olmasın demişler...

    Aynalı bir teke olmuş ama hep bir oğlak kadar çevik dolaşmış dağları ta
ki bir gün peşine düşen Ağayla karşılaşana kadar...Ağa namus meselesi yapmış
bu tekeyi öldürmeyi kendine niyeti öldürüp bırakmakmış köyün orta yerine
duydukça bunu köyün delikanlıları kahrolurlarmış ama ne çare ağa aldı mı
eline çifteyi ne yapsın Aynalı Teke

    Ağa aylarca dağ tepe aramış Aynalı'yı bulmuş ve vurmuş sürüden
başkalarını ama hep kaçmış Aynalı

    Ama bir gün gelmiş karşı karşıya gelmişler ağayla Aynalı, Ağa bastıkça
çiftedeki kurşunları Aynalı bir o taşa sekmiş bir bu taşa ve ağanın kurşunu
kalmayınca vurmuş boynuzlarını ağanın üstüne

    İşte o gün Ağanın cesedini getirip atmışlar köy meydanına ormancılar ve
şöyle demişler bir sürü teke ölüsü vardı civarda ama Aynalı yine o dağın
başında tek başına dikilip duruyordu...

    O günden beri Aynalı efsane olmuştur bizim buralarda etrafındaki
tekelerin periler olduğuna inanılır koruduğunu düşünürler Aynalıyı...Aynalı
hala yaşar görenler olur arada sırada bir tekenin kaç yıl ömrü var bilmem
ama Aynalı'nın hikayesini benim çocuklarımda bilecek torunlarımda ve çok
isterlerse görmeyi çıkarlarsa dağın başına görecekler Aynalıyı her daim...

 
 
  Bugün 51 ziyaretçi (71 klik) kişi burdaydı!  
 



http://www.sitenizesayac.com
Copyright © 2008 Tipiq1Net İletişim Hizmetleri A.Ş.
Gümüsh
ane Türkiye
Telefon:0(537) 876 55 32
Image Hosted by ImageShack.us Egitim ve ogretim
Bedava Hit Siteler Site Ekle Google List Google Toplist Sistemi
Hamachi Turk - Turnuvalar Ankara-Ankara Rehberi-Ankara Firma Rehberi her site burada
yonlendiren.com Tiklayin Google Pagerank, SEO tools

Popüler Siteler
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol